5 Mayıs 2007 Cumartesi

HAYALLERE YOLCULUK

Geçen akşam yine televizyonda Popstar yarışmasına gözüm takıldı. Önce
izlemem dedim ama kendi kendimi engelleyemedim adeta büyülenmiş gibi izlemeye
başladım... Sonuç tam kaybolan üç buçuk saat ve yüzümde buruk bir
gülümseme... Otuz yaşına yaklaşan bir yaşlı genç olarak yaşadığım tam bir
hüsran! Bülent Ersoy' un kişisel çabalarıyla sağlanan bir reyting fırtınası
ve seslerinden bile müzisyen olmadığı hemen anlaşılan kaybolmuş gençlik.
Durum bu kadar vahim mi? Yoksa ben mi yaşlanıyorum anlayamadım. Düşünsenize
o yarışmayı izleyerek harcadığım zamana, değerli bir kitabın 30 sayfası, ya
da bir sinema filmi sığabilirdi. Ben ne yaptım? Yarışmayı izledim! Belki de
Türkiye' de büyük bir çoğunluğun yaptığı gibi. Ne kazandım? Kulaklarımı
tırmalayan sesler... Özellikle de uzun bir süre şarkı dinlememi engelleyecek
olan Bremen Mızıkacıları adlı yarışmacılardan sonra, bir an kendi kendime
düşündüm. Acaba birileri gençleri pasifize etmeye mi uğraşıyor? Zaten
çağımızda apolitik olan gençlik, daha hidroelektrik enerjinin ne olduğunu
bile duymayan 20-30 yaş arası insanlar, gelecekte bu ülkeyi hayalleriyle
nereye götürebilirler diye bir korku saldı içimi. Kendime döndüm, belki de
hesap sordum! Ben ne yapmıştım. Bu imkan ve şartlar içinde konumumu nasıl
almıştım? Yoksa ben de sadece duyarsız bir televizyon yaratığı mıydım? Yoksa
içi boş bir kutu mu olmuştum? Bir sürü sorduktan sonra kendime bir çay
ısmarladım, ve hiçbir şey düşünmeden içmeye çalıştım! Hayallere Yolculuk bu
kadar basit miydi? Onca senaryo, onca emek boşa mı gidecekti... Bilenler
hatırlayacaktır 'Atları da Vururlar' adlı çok önemli bir tiyatro eseri
vardır. 30' lu yılların Amerikasında bilinçsizce yapılan dans yarışmalarını
hicveder! Ya şöhret? Dizi filmi bile yapıldı? 'Şöhret olmak Kolay mı?'
Tiyatro oyunu bile sahnelendi! Peki kime 60 yaşlarında kendini ve hayatı
artık çözmüş sayılabilecek derecede olan Devlet tiyatrosu seyircilerine!
Efendim, genç sayılan insanların ilgisi ne düzeyde? Merak eden araştırsın!
Yüzde altı . İşte bu durumu anlatmaya yetiyordu... Yarışma ortamını az çok
bilen, ya da bildiğini zanneden bir vatandaş olarak, kendi kendime sormadan
edemedim! 'Hayallere Yolculuk' Bizi nereye götürüyor? Daha ne kadar
uyuyarak televizyon izlemeye devam edeceğiz? Reytingleri belirlemeye devam
eden biz akıllı seyirciler, önümüze sunulan bu süslü pastaları ne zamana
kadar yemeye devam edeceğiz? Ya yıllar sonra bu programlar torunlarımıza
ibret olarak gösterilirken, bizler hangi konumda olacağız? Hadi bırakalım
bunları da değerli müzik adamı; Armağan Bey ülkemizin Diva’sı? Bülent
Hanımefendi' ye ne demişti? Kim kimle kavga etmişti? Durun canım önüme
geçmeyin televizyon seyrediyorum! O benim kültür aracım! 'Hayallere
Yolculuk' serüvenimi engellemeyin! Yaşasın Reytingler... Teşekkürler bu
kültür kokan müzik ve dans yarışmalarını ülkemize getiren çok değerli
insanlarımıza! Sizler de olmasanız biz nasıl yaşayacağız? Vallahi yolda
yürürken önümüzü göremezdik, gözlerimizi açmasaydınız... İyi ki varsınız!
'Yaşasın Hayallere Yolculuk!
Emeği geçen herkese en derin!
SAYGILARIMLA.

Hiç yorum yok: