Şimdi sevgili kumandam elimde hayat aracı sanki zaten elimizden düşemedi bi türlü !
Neyse kanallar arası dolaşıyorum düşünüyorum... Ne çok kanal varmış ee bu da güzel...
En çok siyaset tartışma programlarını seviyorum hangi görüşten hangi renkten olursa olsun anlamaya, dinlemeye çalışıyorum.
Önyargısız infazsız...
Hadi bi kere de böyle bakalım dünyaya önyargısız, infazsız...
Diycem demesine de arkadaş bir sunucu var ismi lazım diil o nasıl hitabet o nasıl soru sorma anlayışı karşısında Başbakan mı var Ana muhalefet Lideri mi var ? Hiç bıkmadan usanmadan surat bi karış azarlar gibi soruyo...
Önyargısız... İnfazsız...
Benim hoşgörülü ve güzel ülkemin yalnız bırakılmış değerli vatandaşları sorarım size biz nezaket kurallarını nerde unuttuk?
Bir bağrışma bir kavga olduğunda ayırmaya çalışan candan sevgi dolu insanlarımız nasıl bu hale geldi?
Önyargısız ve infazsız...
Tv lere dikkat edin. Kavga boyutunda tartışma olmayan programların tutmadığını (reyting ne demekse) göreceksiniz.
He o reyting olayı başlı başına ayrı bir konu zaten. Seçilmiş bikaç insanın bizim ne izleyeceğimize karar vermesi...
Önyargısız infazsız...
Bunlara dayanamıyorum ama düşünce, iletişim ve bilgi çağı ilerledikçe tv ler de önemini yitirecek sanki.
Biraz da tv izlesek mi?
Almıyım önyargısız infazsız bir kitap bir makale okumayı tercih ederim.
Bu arada konuşma dili ve yazma dili diye de bir konu var o da ayrı konu ilerleyen zamanlarda gireriz içine...
Ben konuştuğum gibi yazıyorum böylesi daha güzel sanki...
Önyargısız... İnfazsız...
Saygılarımla efendim.
18 Eylül 2010 Cumartesi
TV Yarışmaları Nereye Gidiyor?
'' Şöhret olmak istiyorsanız bilin ki yanlış yoldasınız!''
106 Emre Türkiye' nin Yıldızları Show Tv
TÜRKİYE' NİN YILDIZLARI
106 Emre Türkiye' nin Yıldızları Show Tv
TÜRKİYE' NİN YILDIZLARI
Şimdi arkanıza yaslanın bir bardak çay ya da kahve alın elinize ve yavaş yavaş kendinizi yazıya teslim edin. İnanıyorum ki; bu yazıyı okuduktan sonra hayatla ilgili bazı fikirleriniz kökten değişecek.
Önce hafızalarımızı zorlayalım ve Popstar Ajdar'ı analım makine mühendisi bir gencimizin işsizlikten bunalıp nasıl yıldız(!) olduğunu hatırlayalım. Popstar Bayhan' ı analım vb.
Daha da gerilere gidelim BBG Melih, Popstar Aylin vb.
Sonra başaranlara bakalım ve Beren Saat' i analım konservatuar mezunu olmadan da bu işin başarılabileceğini gösteren yetenekli ve zeki arkadaşımızı hatırlayalım. Akademi Türkiye Özgür, Survivor Uğur vb. başaranlar...
Arkadaşlar hiçbir başarı tesadüf değildir. Evet bu yarışmalarda kendini ve çevresini geliştirenler elbette yükselmeye devam edecektir. Bu anlamda eskiden düşündüğüm kadar katı düşünmüyorum. Dozajında olmalı ama böyle yarışmalar devam da etmeli.
Ancak durum şu; okumadan, öğrenmeden,araştırmadan da ünlü olabilirsiniz sabun köpüğü gibi unutulur gidersiniz ve emin olun hayata geri uyum süreciniz çok uzun zaman alır.
1980 sonrası gençlik olarak bizler televizyon internet vb. derken ipin ucunu kaçırdık. Bilgiye daha kolay ulaşmanın ve kendimizi geliştirmenin yerine kopyala yapıştır yöntemini seçtik.
Sonuç :) vahim elbette...
Kimimiz topçu kimimiz popçu kimimiz oyuncu olacağız derken bir de baktık ki tren çoktan kaçmış ve yaşlanmışız. Bu idealleri elbette yaşatacağız ama çalışmadan bir şey kazanılımıyor ve alt yapımız olmazsa çökmeye mahkumuz. Bu anlamda bir örnek olay anlatmak gerekirse;
1500 Kişi arasından ilk 10 a seçilirsiniz. Canlı yayında hata yapmadan 6 hafta tiyatro yarışmasında yer alırsınız. 7. Olarak elendikten sonra tekliflerin size geleceği söylenir ve ünlü de olmuşsunuzdur. Aradan haftalar geçer ama size kimse sahip çıkmaz durum bu işte. Eğer medeni cesaretniz biraz kaldıysa ve hala depresyona girmediyseniz kendi başınıza yapım şirketlerine gidersiniz ve rol istersiniz. Tabi verirlerse o da ufak bir rol olacaktır.
Bu tür yarışmalara katılmadan önce bunları hesaplayın asla ve asla sizden ve ailenizden başka kimse size destek olamayacaktır.
Gelelim Kahramanlara :)
Artık selam iletme zamanı gelmiştir.
Sayın Mustafa ALTIOKLAR Türkiye'nin Yıldızları 3' te jüri üyesiydiniz. Karşılığında yarışmacılar para kazanmazken siz iyi paralar kazandınız. Projelerinize tam gaz devam ettiniz. Söyler misiniz bana ve insanlara: Yarışmadan sonra yarışmacılardan kime rol verdiniz projelerinizde? Bildiğim kadarıyla hiç...
Sayın Gani MÜJDE Türkiye'nin Yıldızları 3' te jüri üyesiydiniz. Karşılığında yarışmacılar para kazanmazken siz iyi paralar kazandınız. Projelerinize tam gaz devam ettiniz. Söyler misiniz bana ve insanlara: Yarışmadan sonra yarışmacılardan kime rol verdiniz projelerinizde? Bildiğim kadarıyla hiç...
Sizleri Türk Toplumunun ve Medyasının vicdanına havale ediyorum. Kusurum olduysa affola :)
Örnek sonucundan da anlaşıldığı üzere, Şöhret yoluna girmek istiyorsanız bilin ki tek başınasınız...
Şimdi çayınızı ya da kahvenizi hala üzerinize dökmediyseniz boşunu mutfağa kaldırmayı unutmayın.
Sevgiyle Kalın.
EAÖ
Önce hafızalarımızı zorlayalım ve Popstar Ajdar'ı analım makine mühendisi bir gencimizin işsizlikten bunalıp nasıl yıldız(!) olduğunu hatırlayalım. Popstar Bayhan' ı analım vb.
Daha da gerilere gidelim BBG Melih, Popstar Aylin vb.
Sonra başaranlara bakalım ve Beren Saat' i analım konservatuar mezunu olmadan da bu işin başarılabileceğini gösteren yetenekli ve zeki arkadaşımızı hatırlayalım. Akademi Türkiye Özgür, Survivor Uğur vb. başaranlar...
Arkadaşlar hiçbir başarı tesadüf değildir. Evet bu yarışmalarda kendini ve çevresini geliştirenler elbette yükselmeye devam edecektir. Bu anlamda eskiden düşündüğüm kadar katı düşünmüyorum. Dozajında olmalı ama böyle yarışmalar devam da etmeli.
Ancak durum şu; okumadan, öğrenmeden,araştırmadan da ünlü olabilirsiniz sabun köpüğü gibi unutulur gidersiniz ve emin olun hayata geri uyum süreciniz çok uzun zaman alır.
1980 sonrası gençlik olarak bizler televizyon internet vb. derken ipin ucunu kaçırdık. Bilgiye daha kolay ulaşmanın ve kendimizi geliştirmenin yerine kopyala yapıştır yöntemini seçtik.
Sonuç :) vahim elbette...
Kimimiz topçu kimimiz popçu kimimiz oyuncu olacağız derken bir de baktık ki tren çoktan kaçmış ve yaşlanmışız. Bu idealleri elbette yaşatacağız ama çalışmadan bir şey kazanılımıyor ve alt yapımız olmazsa çökmeye mahkumuz. Bu anlamda bir örnek olay anlatmak gerekirse;
1500 Kişi arasından ilk 10 a seçilirsiniz. Canlı yayında hata yapmadan 6 hafta tiyatro yarışmasında yer alırsınız. 7. Olarak elendikten sonra tekliflerin size geleceği söylenir ve ünlü de olmuşsunuzdur. Aradan haftalar geçer ama size kimse sahip çıkmaz durum bu işte. Eğer medeni cesaretniz biraz kaldıysa ve hala depresyona girmediyseniz kendi başınıza yapım şirketlerine gidersiniz ve rol istersiniz. Tabi verirlerse o da ufak bir rol olacaktır.
Bu tür yarışmalara katılmadan önce bunları hesaplayın asla ve asla sizden ve ailenizden başka kimse size destek olamayacaktır.
Gelelim Kahramanlara :)
Artık selam iletme zamanı gelmiştir.
Sayın Mustafa ALTIOKLAR Türkiye'nin Yıldızları 3' te jüri üyesiydiniz. Karşılığında yarışmacılar para kazanmazken siz iyi paralar kazandınız. Projelerinize tam gaz devam ettiniz. Söyler misiniz bana ve insanlara: Yarışmadan sonra yarışmacılardan kime rol verdiniz projelerinizde? Bildiğim kadarıyla hiç...
Sayın Gani MÜJDE Türkiye'nin Yıldızları 3' te jüri üyesiydiniz. Karşılığında yarışmacılar para kazanmazken siz iyi paralar kazandınız. Projelerinize tam gaz devam ettiniz. Söyler misiniz bana ve insanlara: Yarışmadan sonra yarışmacılardan kime rol verdiniz projelerinizde? Bildiğim kadarıyla hiç...
Sizleri Türk Toplumunun ve Medyasının vicdanına havale ediyorum. Kusurum olduysa affola :)
Örnek sonucundan da anlaşıldığı üzere, Şöhret yoluna girmek istiyorsanız bilin ki tek başınasınız...
Şimdi çayınızı ya da kahvenizi hala üzerinize dökmediyseniz boşunu mutfağa kaldırmayı unutmayın.
Sevgiyle Kalın.
EAÖ
Cevap ver Gani Müjde cevap!..
Yeni bi çağdayız... Artık medya halkın elinde... Bu konuda herkesin dikkatli olması gerekiyo.
Attığınız her adım söylediğiniz her söz yazdığınız her kelime artık her an medyada...
Geçenlerde yarışma jürim ve old my master dediğim insan kendince twitter hesabında espiriler yapmış ve öyle ya da böyle referandumla ilgili insanlarımızı kızdıran olaylar cereyan etmişti.
Bakınız elbette bu ülkede sanatçılar olmalıdır beğenmesek de eleştiri yapabilmelidirler. Ama takipçilerine ''hıyar'' ''salak'' ''aptal'' vb. hakaretler etmesi kabul edilemez açıkça bunlar hakarettir ve suç teşkil eder.
Kokuşmuş Medya bu insanları pohpohlarken dikkat etmelidir onlarla beraber güme gitmesi halkın elindedir.
10 Yıla kalmaz her evde bir pc olacağını varsayarsak ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.
Tekrar ediyorum; hangi görüşte olursan ol önce insan ol bugün başka yarın başka konuşma ve insanlara hakaret etme küçüldükçe küçülür kaybolur gidersin...
Bunları hala seni sevmeye çalışan bir sade vatandaş olarak yazıyorum. Ama my master olmadı bu sefer olmadı!
Çık aslanlar gibi twitter hesabın olan @Ganimujde üzerinden halkından özür dile!
İnsanların neye kime oy vereceği senin haddin diil bunu unutma! Önce geçmişte verdiğin sözleri hatırla sonra halkı eleştir!
Sosyal Medyanın Gücü sizlersiniz değerli vatandaşlar, lütfen hep beraber sahip çıkalım
Saygılarımla
EAÖ
Ve...
Olay yaratan çeşitli internet sayfaları ve gazetelerde bir günde 10.000 kişinin okuduğu yazımla sözlerime son veriyorum.
Yazının Devamını okumak için lütfen tıklayın
Attığınız her adım söylediğiniz her söz yazdığınız her kelime artık her an medyada...
Geçenlerde yarışma jürim ve old my master dediğim insan kendince twitter hesabında espiriler yapmış ve öyle ya da böyle referandumla ilgili insanlarımızı kızdıran olaylar cereyan etmişti.
Bakınız elbette bu ülkede sanatçılar olmalıdır beğenmesek de eleştiri yapabilmelidirler. Ama takipçilerine ''hıyar'' ''salak'' ''aptal'' vb. hakaretler etmesi kabul edilemez açıkça bunlar hakarettir ve suç teşkil eder.
Kokuşmuş Medya bu insanları pohpohlarken dikkat etmelidir onlarla beraber güme gitmesi halkın elindedir.
10 Yıla kalmaz her evde bir pc olacağını varsayarsak ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.
Tekrar ediyorum; hangi görüşte olursan ol önce insan ol bugün başka yarın başka konuşma ve insanlara hakaret etme küçüldükçe küçülür kaybolur gidersin...
Bunları hala seni sevmeye çalışan bir sade vatandaş olarak yazıyorum. Ama my master olmadı bu sefer olmadı!
Çık aslanlar gibi twitter hesabın olan @Ganimujde üzerinden halkından özür dile!
İnsanların neye kime oy vereceği senin haddin diil bunu unutma! Önce geçmişte verdiğin sözleri hatırla sonra halkı eleştir!
Sosyal Medyanın Gücü sizlersiniz değerli vatandaşlar, lütfen hep beraber sahip çıkalım
Saygılarımla
EAÖ
Ve...
Olay yaratan çeşitli internet sayfaları ve gazetelerde bir günde 10.000 kişinin okuduğu yazımla sözlerime son veriyorum.
Cevap ver Gani Müjde cevap!..
2005 Yılında Türkiye’nin Yıldızları oyunculuk yarışması yapılmıştı. Ve ben 106 Emre Özcan olarak yarışmıştım.
Şu Fani Dünyada Bana Kaç Fazıl Say abilirsiniz? Kaç Fazıl?
Sosyal medya dedik ya...
Yakın zamanda başlıyan ve birden bire unutulan bi tartışma vardı geçenlerde, zaman çabuk akıyo tabi hatırlıyabilene...
Efendim ülkemizin ve dünyanın sayılı sanatçılarından Fazıl SAY bi söz söylemişti olay olmuştu günlerce tartışılan.
Hatırlıyalım.
''Türk halkının arabesk yavşaklığından utanıyorum, utanıyorum, utanıyorum...''
Yavşak: aç parantez Bit yavrusu kelime anlamıyla hakarete girmiyo argo ve küçümseme kabul edilebiliyo Kapa parantez
Yani açıkçası bi ''salak'' ''aptal'' demek kadar suç teşkil etmiyo... Bakınız ilgili kaynaklara neyse konuya dönelim.
Naaptık? Eee yine bölündük en kolay yaptığımız şey şu içinde bulunduğumuz yalnızlık günlerinde haaliyle.
Bi kısmımız dedik ki: Vayy kardeşim!@ sen nasıl benim müziğime laf edersin. (Amcamlar sanki arabesk müziğin mucidi)
Arabesk müziğin mimarı Orhan GENCEBAY ne dedi onu da analım:
“Fazıl Say bizim için çok önemli bir sanatçıdır, çok değerlidir. Bu sözün onun tarafından söylendiğine inanmak istemiyorum”
Bi kısmımızsa dedik ki: Adam büyük bi dahi helal olsun bu gerekiyodu ağzına sağlık vb.
Olay bütün bunlardan öte; yalnızlıkla mahkum edilmiş bu güzel yurtta dünyaca ünlü müzisyen Fazıl Say' ı kaç kişi bu kadar yakından tanıyodu bu polemiklerden önce?
Tahminler hemen gelicektir... Eee ne de olsa sorun diil bilmesek de söyliycek çok sözümüz vardır bi yerlerde.
Kardeşim bunları geçelim adamı bi tanıyalım önyargısız infazsız kaç kişi dedik bunu böylece?
Tahminler hemen gelicektir... Eee ne de olsa sorun diil bilmesek de söyliycek çok şeyimiz vardır bi yerlerde.
Gelelim tanıma meselesine:
Resmi web sitesine bakalım önce
www.fazilsay.com.tr/
Bakmaya üşenenler için: yazıyı da okumasınlar sağ üst köşeden usulca gitsinler. Okumayı seçenlerle yola devam edelim kimse kusura bakmasın oldu?
Sonuç: Üstün yetenekli iyi eğitimli akıllı bi genç bu ülkenin bu toprakların evladı ve dünyaca saygın vb...
Dedikleri nolursa olsun haklı veya haksız ne kadar garip diil mi?
İsyan etmese bu kadar tanınmıycaktı doğduğu topraklarda belki de öldükten soora anılacaktı kuru alkışlar vb.yle diğer tüm yitirdiğimiz saygın sanatçılar gibi...
Bu mudur yani? Budur...
Peki şimdi bişiy yapın etrafınızda bu kadar zeki kaç tane genç var? Şu Fani Dünyada Bana Kaç Fazıl Say abilirsiniz? Kaç Fazıl?
Cevapları duyar gibiyim. Bissürü ehüm öhüm bizim komşunun oğlu var ya ne zekidir bi tanısan falan filan...
Peki siz naaptınız bu gençlere yardım olarak imkanlarınız ölçüsünde? Bi kap çorba bile olabilir!
Efendimmm?
Cevapları duyamadım!
Naaptık? Eee yine bölündük en kolay yaptığımız şey şu içinde bulunduğumuz yalnızlık günlerinde haaliyle.
Sevgili okur benim derdim kendimde dahil kimseyi yargılamak azarlamak akıl vermek vb. filan diil ayrıca bu haddim de diil zaten!
Sadece bildiklerimizi unutmıyalım toplumca bu bize yeter. Yetmezse de gerçek değerlerimizi burası önemli (ne yani sanki diğerleri önemsiz miydi ayrı konu o yazarız ilerde biraz sabır) bi zarasız sözle yargılamıyalım hele hele bi de bu kadar kolay unutacaksak hiç karışmıyalım ne kaybederiz Allah aşkına?
Bi de birbirimizi olduğumuz gibi özgürce kabul etmeyi deniyelim. Dinlemeye çalışalım kaale alalım ama ağır hakaretlerde bulunmadan küçümsemeden yalansız dosdoğru adam gibi...
Aklımızı koruma gayreti içinde hayat gaylesiyle hadi bakalım bi de böyle bakalım.
İnsanız sonuçta yok birbirimizden bi gram üstünlüğümüz sadece ayrı trenler farklı vagonlar aynı yöne giden beleş tek gidiş bileti cebinde faanileriz o kadar!
Saygılarımla Efendim.
Not: Konuşma diliyle yazılmaya çalışılmıştır. Kılavye veya yazar hatası diildir! Güzel Türkçemizdeki fonetik kuralları ayrı bi konuda işlenebilir işlenmiyedebilir bu benim sorunum diildir. Kamuoyuna saygıyla duyururum duyurmıya da bilirdim.
Yakın zamanda başlıyan ve birden bire unutulan bi tartışma vardı geçenlerde, zaman çabuk akıyo tabi hatırlıyabilene...
Efendim ülkemizin ve dünyanın sayılı sanatçılarından Fazıl SAY bi söz söylemişti olay olmuştu günlerce tartışılan.
Hatırlıyalım.
''Türk halkının arabesk yavşaklığından utanıyorum, utanıyorum, utanıyorum...''
Yavşak: aç parantez Bit yavrusu kelime anlamıyla hakarete girmiyo argo ve küçümseme kabul edilebiliyo Kapa parantez
Yani açıkçası bi ''salak'' ''aptal'' demek kadar suç teşkil etmiyo... Bakınız ilgili kaynaklara neyse konuya dönelim.
Naaptık? Eee yine bölündük en kolay yaptığımız şey şu içinde bulunduğumuz yalnızlık günlerinde haaliyle.
Bi kısmımız dedik ki: Vayy kardeşim!@ sen nasıl benim müziğime laf edersin. (Amcamlar sanki arabesk müziğin mucidi)
Arabesk müziğin mimarı Orhan GENCEBAY ne dedi onu da analım:
“Fazıl Say bizim için çok önemli bir sanatçıdır, çok değerlidir. Bu sözün onun tarafından söylendiğine inanmak istemiyorum”
Bi kısmımızsa dedik ki: Adam büyük bi dahi helal olsun bu gerekiyodu ağzına sağlık vb.
Olay bütün bunlardan öte; yalnızlıkla mahkum edilmiş bu güzel yurtta dünyaca ünlü müzisyen Fazıl Say' ı kaç kişi bu kadar yakından tanıyodu bu polemiklerden önce?
Tahminler hemen gelicektir... Eee ne de olsa sorun diil bilmesek de söyliycek çok sözümüz vardır bi yerlerde.
Kardeşim bunları geçelim adamı bi tanıyalım önyargısız infazsız kaç kişi dedik bunu böylece?
Tahminler hemen gelicektir... Eee ne de olsa sorun diil bilmesek de söyliycek çok şeyimiz vardır bi yerlerde.
Gelelim tanıma meselesine:
Resmi web sitesine bakalım önce
www.fazilsay.com.tr/
Bakmaya üşenenler için: yazıyı da okumasınlar sağ üst köşeden usulca gitsinler. Okumayı seçenlerle yola devam edelim kimse kusura bakmasın oldu?
Sonuç: Üstün yetenekli iyi eğitimli akıllı bi genç bu ülkenin bu toprakların evladı ve dünyaca saygın vb...
Dedikleri nolursa olsun haklı veya haksız ne kadar garip diil mi?
İsyan etmese bu kadar tanınmıycaktı doğduğu topraklarda belki de öldükten soora anılacaktı kuru alkışlar vb.yle diğer tüm yitirdiğimiz saygın sanatçılar gibi...
Bu mudur yani? Budur...
Peki şimdi bişiy yapın etrafınızda bu kadar zeki kaç tane genç var? Şu Fani Dünyada Bana Kaç Fazıl Say abilirsiniz? Kaç Fazıl?
Cevapları duyar gibiyim. Bissürü ehüm öhüm bizim komşunun oğlu var ya ne zekidir bi tanısan falan filan...
Peki siz naaptınız bu gençlere yardım olarak imkanlarınız ölçüsünde? Bi kap çorba bile olabilir!
Efendimmm?
Cevapları duyamadım!
Naaptık? Eee yine bölündük en kolay yaptığımız şey şu içinde bulunduğumuz yalnızlık günlerinde haaliyle.
Sevgili okur benim derdim kendimde dahil kimseyi yargılamak azarlamak akıl vermek vb. filan diil ayrıca bu haddim de diil zaten!
Sadece bildiklerimizi unutmıyalım toplumca bu bize yeter. Yetmezse de gerçek değerlerimizi burası önemli (ne yani sanki diğerleri önemsiz miydi ayrı konu o yazarız ilerde biraz sabır) bi zarasız sözle yargılamıyalım hele hele bi de bu kadar kolay unutacaksak hiç karışmıyalım ne kaybederiz Allah aşkına?
Bi de birbirimizi olduğumuz gibi özgürce kabul etmeyi deniyelim. Dinlemeye çalışalım kaale alalım ama ağır hakaretlerde bulunmadan küçümsemeden yalansız dosdoğru adam gibi...
Aklımızı koruma gayreti içinde hayat gaylesiyle hadi bakalım bi de böyle bakalım.
İnsanız sonuçta yok birbirimizden bi gram üstünlüğümüz sadece ayrı trenler farklı vagonlar aynı yöne giden beleş tek gidiş bileti cebinde faanileriz o kadar!
Saygılarımla Efendim.
Not: Konuşma diliyle yazılmaya çalışılmıştır. Kılavye veya yazar hatası diildir! Güzel Türkçemizdeki fonetik kuralları ayrı bi konuda işlenebilir işlenmiyedebilir bu benim sorunum diildir. Kamuoyuna saygıyla duyururum duyurmıya da bilirdim.
22 Ağustos 2010 Pazar
17 Ağustos 2010 Salı
TÜRKİYE'NİN YILDIZLARI
Şimdi arkanıza yaslanın bir bardak çay ya da kahve alın elinize ve yavaş yavaş kendinizi yazıya teslim edin. İnanıyorum ki; bu yazıyı okuduktan sonra hayatla ilgili bazı fikirleriniz kökten değişecek.
Önce hafızalarımızı zorlayalım ve Popstar Ajdar'ı analım makine mühendisi bir gencimizin işsizlikten bunalıp nasıl yıldız(!) olduğunu hatırlayalım. Popstar Bayhan' ı analım vb.
Daha da gerilere gidelim BBG Melih, Popstar Aylin vb.
Sonra başaranlara bakalım ve Beren Saat' i analım konservatuar mezunu olmadan da bu işin başarılabileceğini gösteren yetenekli ve zeki arkadaşımızı hatırlayalım. Akademi Türkiye Özgür, Survivor Uğur vb. başaranlar...
Arkadaşlar hiçbir başarı tesadüf değildir. Evet bu yarışmalarda kendini ve çevresini geliştirenler elbette yükselmeye devam edecektir. Bu anlamda eskiden düşündüğüm kadar katı düşünmüyorum. Dozajında olmalı ama böyle yarışmalar devam da etmeli.
Ancak durum şu; okumadan, öğrenmeden,araştırmadan da ünlü olabilirsiniz sabun köpüğü gibi unutulur gidersiniz ve emin olun hayata geri uyum süreciniz çok uzun zaman alır.
1980 sonrası gençlik olarak bizler televizyon internet vb. derken ipin ucunu kaçırdık. Bilgiye daha kolay ulaşmanın ve kendimizi geliştirmenin yerine kopyala yapıştır yöntemini seçtik.
Sonuç :) vahim elbette...
Kimimiz topçu kimimiz popçu kimimiz oyuncu olacağız derken bir de baktık ki tren çoktan kaçmış ve yaşlanmışız. Bu idealleri elbette yaşatacağız ama çalışmadan bir şey kazanılımıyor ve alt yapımız olmazsa çökmeye mahkumuz. Bu anlamda bir örnek olay anlatmak gerekirse;
1500 Kişi arasından ilk 10 a seçilirsiniz. Canlı yayında hata yapmadan 6 hafta tiyatro yarışmasında yer alırsınız. 7. Olarak elendikten sonra tekliflerin size geleceği söylenir ve ünlü de olmuşsunuzdur. Aradan haftalar geçer ama size kimse sahip çıkmaz durum bu işte. Eğer medeni cesaretniz biraz kaldıysa ve hala depresyona girmediyseniz kendi başınıza yapım şirketlerine gidersiniz ve rol istersiniz. Tabi verirlerse o da ufak bir rol olacaktır.
Bu tür yarışmalara katılmadan önce bunları hesaplayın asla ve asla sizden ve ailenizden başka kimse size destek olamayacaktır.
Gelelim Kahramanlara :)
Artık selam iletme zamanı gelmiştir.
Sayın Mustafa ALTIOKLAR Türkiye'nin Yıldızları 3' te jüri üyesiydiniz. Karşılığında yarışmacılar para kazanmazken siz iyi paralar kazandınız. Projelerinize tam gaz devam ettiniz. Söyler misiniz bana ve insanlara: Yarışmadan sonra yarışmacılardan kime rol verdiniz projelerinizde? Bildiğim kadarıyla hiç...
Sayın Gani MÜJDE Türkiye'nin Yıldızları 3' te jüri üyesiydiniz. Karşılığında yarışmacılar para kazanmazken siz iyi paralar kazandınız. Projelerinize tam gaz devam ettiniz. Söyler misiniz bana ve insanlara: Yarışmadan sonra yarışmacılardan kime rol verdiniz projelerinizde? Bildiğim kadarıyla hiç...
Sizleri Türk Toplumunun ve Medyasının vicdanına havale ediyorum. Kusurum olduysa affola :)
Örnek sonucundan da anlaşıldığı üzere, Şöhret yoluna girmek istiyorsanız bilin ki tek başınasınız...
Şimdi çayınızı ya da kahvenizi hala üzerinize dökmediyseniz boşunu mutfağa kaldırmayı unutmayın.
Sevgiyle Kalın.
EAÖ
Önce hafızalarımızı zorlayalım ve Popstar Ajdar'ı analım makine mühendisi bir gencimizin işsizlikten bunalıp nasıl yıldız(!) olduğunu hatırlayalım. Popstar Bayhan' ı analım vb.
Daha da gerilere gidelim BBG Melih, Popstar Aylin vb.
Sonra başaranlara bakalım ve Beren Saat' i analım konservatuar mezunu olmadan da bu işin başarılabileceğini gösteren yetenekli ve zeki arkadaşımızı hatırlayalım. Akademi Türkiye Özgür, Survivor Uğur vb. başaranlar...
Arkadaşlar hiçbir başarı tesadüf değildir. Evet bu yarışmalarda kendini ve çevresini geliştirenler elbette yükselmeye devam edecektir. Bu anlamda eskiden düşündüğüm kadar katı düşünmüyorum. Dozajında olmalı ama böyle yarışmalar devam da etmeli.
Ancak durum şu; okumadan, öğrenmeden,araştırmadan da ünlü olabilirsiniz sabun köpüğü gibi unutulur gidersiniz ve emin olun hayata geri uyum süreciniz çok uzun zaman alır.
1980 sonrası gençlik olarak bizler televizyon internet vb. derken ipin ucunu kaçırdık. Bilgiye daha kolay ulaşmanın ve kendimizi geliştirmenin yerine kopyala yapıştır yöntemini seçtik.
Sonuç :) vahim elbette...
Kimimiz topçu kimimiz popçu kimimiz oyuncu olacağız derken bir de baktık ki tren çoktan kaçmış ve yaşlanmışız. Bu idealleri elbette yaşatacağız ama çalışmadan bir şey kazanılımıyor ve alt yapımız olmazsa çökmeye mahkumuz. Bu anlamda bir örnek olay anlatmak gerekirse;
1500 Kişi arasından ilk 10 a seçilirsiniz. Canlı yayında hata yapmadan 6 hafta tiyatro yarışmasında yer alırsınız. 7. Olarak elendikten sonra tekliflerin size geleceği söylenir ve ünlü de olmuşsunuzdur. Aradan haftalar geçer ama size kimse sahip çıkmaz durum bu işte. Eğer medeni cesaretniz biraz kaldıysa ve hala depresyona girmediyseniz kendi başınıza yapım şirketlerine gidersiniz ve rol istersiniz. Tabi verirlerse o da ufak bir rol olacaktır.
Bu tür yarışmalara katılmadan önce bunları hesaplayın asla ve asla sizden ve ailenizden başka kimse size destek olamayacaktır.
Gelelim Kahramanlara :)
Artık selam iletme zamanı gelmiştir.
Sayın Mustafa ALTIOKLAR Türkiye'nin Yıldızları 3' te jüri üyesiydiniz. Karşılığında yarışmacılar para kazanmazken siz iyi paralar kazandınız. Projelerinize tam gaz devam ettiniz. Söyler misiniz bana ve insanlara: Yarışmadan sonra yarışmacılardan kime rol verdiniz projelerinizde? Bildiğim kadarıyla hiç...
Sayın Gani MÜJDE Türkiye'nin Yıldızları 3' te jüri üyesiydiniz. Karşılığında yarışmacılar para kazanmazken siz iyi paralar kazandınız. Projelerinize tam gaz devam ettiniz. Söyler misiniz bana ve insanlara: Yarışmadan sonra yarışmacılardan kime rol verdiniz projelerinizde? Bildiğim kadarıyla hiç...
Sizleri Türk Toplumunun ve Medyasının vicdanına havale ediyorum. Kusurum olduysa affola :)
Örnek sonucundan da anlaşıldığı üzere, Şöhret yoluna girmek istiyorsanız bilin ki tek başınasınız...
Şimdi çayınızı ya da kahvenizi hala üzerinize dökmediyseniz boşunu mutfağa kaldırmayı unutmayın.
Sevgiyle Kalın.
EAÖ
5 Mayıs 2007 Cumartesi
HAYALLERE YOLCULUK
Geçen akşam yine televizyonda Popstar yarışmasına gözüm takıldı. Önce
izlemem dedim ama kendi kendimi engelleyemedim adeta büyülenmiş gibi izlemeye
başladım... Sonuç tam kaybolan üç buçuk saat ve yüzümde buruk bir
gülümseme... Otuz yaşına yaklaşan bir yaşlı genç olarak yaşadığım tam bir
hüsran! Bülent Ersoy' un kişisel çabalarıyla sağlanan bir reyting fırtınası
ve seslerinden bile müzisyen olmadığı hemen anlaşılan kaybolmuş gençlik.
Durum bu kadar vahim mi? Yoksa ben mi yaşlanıyorum anlayamadım. Düşünsenize
o yarışmayı izleyerek harcadığım zamana, değerli bir kitabın 30 sayfası, ya
da bir sinema filmi sığabilirdi. Ben ne yaptım? Yarışmayı izledim! Belki de
Türkiye' de büyük bir çoğunluğun yaptığı gibi. Ne kazandım? Kulaklarımı
tırmalayan sesler... Özellikle de uzun bir süre şarkı dinlememi engelleyecek
olan Bremen Mızıkacıları adlı yarışmacılardan sonra, bir an kendi kendime
düşündüm. Acaba birileri gençleri pasifize etmeye mi uğraşıyor? Zaten
çağımızda apolitik olan gençlik, daha hidroelektrik enerjinin ne olduğunu
bile duymayan 20-30 yaş arası insanlar, gelecekte bu ülkeyi hayalleriyle
nereye götürebilirler diye bir korku saldı içimi. Kendime döndüm, belki de
hesap sordum! Ben ne yapmıştım. Bu imkan ve şartlar içinde konumumu nasıl
almıştım? Yoksa ben de sadece duyarsız bir televizyon yaratığı mıydım? Yoksa
içi boş bir kutu mu olmuştum? Bir sürü sorduktan sonra kendime bir çay
ısmarladım, ve hiçbir şey düşünmeden içmeye çalıştım! Hayallere Yolculuk bu
kadar basit miydi? Onca senaryo, onca emek boşa mı gidecekti... Bilenler
hatırlayacaktır 'Atları da Vururlar' adlı çok önemli bir tiyatro eseri
vardır. 30' lu yılların Amerikasında bilinçsizce yapılan dans yarışmalarını
hicveder! Ya şöhret? Dizi filmi bile yapıldı? 'Şöhret olmak Kolay mı?'
Tiyatro oyunu bile sahnelendi! Peki kime 60 yaşlarında kendini ve hayatı
artık çözmüş sayılabilecek derecede olan Devlet tiyatrosu seyircilerine!
Efendim, genç sayılan insanların ilgisi ne düzeyde? Merak eden araştırsın!
Yüzde altı . İşte bu durumu anlatmaya yetiyordu... Yarışma ortamını az çok
bilen, ya da bildiğini zanneden bir vatandaş olarak, kendi kendime sormadan
edemedim! 'Hayallere Yolculuk' Bizi nereye götürüyor? Daha ne kadar
uyuyarak televizyon izlemeye devam edeceğiz? Reytingleri belirlemeye devam
eden biz akıllı seyirciler, önümüze sunulan bu süslü pastaları ne zamana
kadar yemeye devam edeceğiz? Ya yıllar sonra bu programlar torunlarımıza
ibret olarak gösterilirken, bizler hangi konumda olacağız? Hadi bırakalım
bunları da değerli müzik adamı; Armağan Bey ülkemizin Diva’sı? Bülent
Hanımefendi' ye ne demişti? Kim kimle kavga etmişti? Durun canım önüme
geçmeyin televizyon seyrediyorum! O benim kültür aracım! 'Hayallere
Yolculuk' serüvenimi engellemeyin! Yaşasın Reytingler... Teşekkürler bu
kültür kokan müzik ve dans yarışmalarını ülkemize getiren çok değerli
insanlarımıza! Sizler de olmasanız biz nasıl yaşayacağız? Vallahi yolda
yürürken önümüzü göremezdik, gözlerimizi açmasaydınız... İyi ki varsınız!
'Yaşasın Hayallere Yolculuk!
Emeği geçen herkese en derin!
SAYGILARIMLA.
izlemem dedim ama kendi kendimi engelleyemedim adeta büyülenmiş gibi izlemeye
başladım... Sonuç tam kaybolan üç buçuk saat ve yüzümde buruk bir
gülümseme... Otuz yaşına yaklaşan bir yaşlı genç olarak yaşadığım tam bir
hüsran! Bülent Ersoy' un kişisel çabalarıyla sağlanan bir reyting fırtınası
ve seslerinden bile müzisyen olmadığı hemen anlaşılan kaybolmuş gençlik.
Durum bu kadar vahim mi? Yoksa ben mi yaşlanıyorum anlayamadım. Düşünsenize
o yarışmayı izleyerek harcadığım zamana, değerli bir kitabın 30 sayfası, ya
da bir sinema filmi sığabilirdi. Ben ne yaptım? Yarışmayı izledim! Belki de
Türkiye' de büyük bir çoğunluğun yaptığı gibi. Ne kazandım? Kulaklarımı
tırmalayan sesler... Özellikle de uzun bir süre şarkı dinlememi engelleyecek
olan Bremen Mızıkacıları adlı yarışmacılardan sonra, bir an kendi kendime
düşündüm. Acaba birileri gençleri pasifize etmeye mi uğraşıyor? Zaten
çağımızda apolitik olan gençlik, daha hidroelektrik enerjinin ne olduğunu
bile duymayan 20-30 yaş arası insanlar, gelecekte bu ülkeyi hayalleriyle
nereye götürebilirler diye bir korku saldı içimi. Kendime döndüm, belki de
hesap sordum! Ben ne yapmıştım. Bu imkan ve şartlar içinde konumumu nasıl
almıştım? Yoksa ben de sadece duyarsız bir televizyon yaratığı mıydım? Yoksa
içi boş bir kutu mu olmuştum? Bir sürü sorduktan sonra kendime bir çay
ısmarladım, ve hiçbir şey düşünmeden içmeye çalıştım! Hayallere Yolculuk bu
kadar basit miydi? Onca senaryo, onca emek boşa mı gidecekti... Bilenler
hatırlayacaktır 'Atları da Vururlar' adlı çok önemli bir tiyatro eseri
vardır. 30' lu yılların Amerikasında bilinçsizce yapılan dans yarışmalarını
hicveder! Ya şöhret? Dizi filmi bile yapıldı? 'Şöhret olmak Kolay mı?'
Tiyatro oyunu bile sahnelendi! Peki kime 60 yaşlarında kendini ve hayatı
artık çözmüş sayılabilecek derecede olan Devlet tiyatrosu seyircilerine!
Efendim, genç sayılan insanların ilgisi ne düzeyde? Merak eden araştırsın!
Yüzde altı . İşte bu durumu anlatmaya yetiyordu... Yarışma ortamını az çok
bilen, ya da bildiğini zanneden bir vatandaş olarak, kendi kendime sormadan
edemedim! 'Hayallere Yolculuk' Bizi nereye götürüyor? Daha ne kadar
uyuyarak televizyon izlemeye devam edeceğiz? Reytingleri belirlemeye devam
eden biz akıllı seyirciler, önümüze sunulan bu süslü pastaları ne zamana
kadar yemeye devam edeceğiz? Ya yıllar sonra bu programlar torunlarımıza
ibret olarak gösterilirken, bizler hangi konumda olacağız? Hadi bırakalım
bunları da değerli müzik adamı; Armağan Bey ülkemizin Diva’sı? Bülent
Hanımefendi' ye ne demişti? Kim kimle kavga etmişti? Durun canım önüme
geçmeyin televizyon seyrediyorum! O benim kültür aracım! 'Hayallere
Yolculuk' serüvenimi engellemeyin! Yaşasın Reytingler... Teşekkürler bu
kültür kokan müzik ve dans yarışmalarını ülkemize getiren çok değerli
insanlarımıza! Sizler de olmasanız biz nasıl yaşayacağız? Vallahi yolda
yürürken önümüzü göremezdik, gözlerimizi açmasaydınız... İyi ki varsınız!
'Yaşasın Hayallere Yolculuk!
Emeği geçen herkese en derin!
SAYGILARIMLA.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)